Giriş Yap

Firkete Hesabına Giriş Yap


Lost hakkında teoriler

lostYayınlanmaya başladığı andan itibaren gösterildiği bütün ülkelerde büyük bir merak ve ilgi uyandıran LOST dizisi hakkında sayısız teoriler geliştirildi.
Dizinin senarist ve yapımcıları bu kadar çok spekülasyona yol açacaklarını herhalde düşünmemişlerdi. USA Today gazetesi ise, Lost dizisi hakkında izleyicilerin geliştirdiği bazı teorilere sütunlarında yer verdi.

Lost dizisi hakkında meraklı izleyicilerin geliştirdiği bazı teoriler şöyle:

1.Teori:

Adanın gerçek kimliği: Cennet Bahçesi – uygarlığın beşiği. Bu dizinin inanç ve bilim arasında denge sağladığına inanıyoruz. O yüzden söz konusu ada, inancın bilimsel yöntemlerle korunduğu ve bilimsel kisvelere büründüğü bir mekan.

Dizide bahsedilen numaraların Valenzetti Denklemi olduğu açıklanmıştı. Bu denklem ise dünyanın sonunu işaret eder. ‘Lanet’ olarak bahsedilse de bu denklem aslında kaderi göstermekte. Adem ve Havva ilk günahı işlediklerinde dünyaya bir lanet getirmişlerdi. Bu lanet bütün insanlığı ölüme mahkum etmişti ve bizler ‘ölümlü’ olmuştuk.

Dharma, bilimsel yöntemler kullanarak bu laneti, yani Adem ile Havva’nın günahının etkilerini geri döndürmeye çalışıyor. ‘Ötekiler’ ve kahramanlarımız ise inancın gücünü ortaya çıkarmaya çalışmaktalar. ‘Ötekiler’, kazazede kahramanlarımızı ‘doğru şeyleri yaparak’ geçmişteki günahlarını telafi etmeye uğraşıyorlar. Adadaki canavar ise, insan yapımı bir yargılama mekanizması. Adeta insan yapımı bir sahte tanrı. Adem ve Havva’nın işlediği ilk günahın kefaretinin ödenip ödenmediğine karar veren de bu canavar oluyor.

— Darren Schalk, Cleveland - ABD

2.Teori:

Adada akan zaman, normal dünyada akan zamandan daha hızlı. Bu nedenle Alpert olması gerekenden daha genç görünüyor. Ve gene aynı nedenden ötürü Michael, Tom’la tekrar karşılaşmadan önce işlerini bitirmek için fazladan beş güne sahip oluyor. Sistemi reset eden eden anahtar ise, dışarıdaki dünyanın ada zamanına yetişebilmesi için adada zamanı durduruyor. Gene bu zaman kayması nedeniyledir ki Juliet’in adada kalma süresi hesaplanırken 16 günlük bir fark ortaya çıktı ve Sun’un hamile kalma tarihinin hesaplanması da bu yüzden yanlış oldu.

Şimdi dış dünyada da zaman akmaya başladığı için, özgür iradenin en iyi şekilde yaşayabileceği tek yer ada oldu. Bu sayede adada yaşayanlar şimdiki hayatlarını ve geleceklerini değiştirebilme yeteneğine sahip oldukları gibi geçmişlerini de değiştirme yeteneği kazandılar. Böylece evrenin ‘kendi kendini düzeltme’ kuralından kaçabiliyorlar.

Widmore ve gönderdiği öteki kişiler (Abaddon, Ms. Hawking …) bu eşsiz özelliği iptal ederek adayı tekrar zaman ve mekana tutsak kılmak istiyorlar. Ben, adanın yerlileri ve onların dış dünyadaki dostları ise Adayı olduğu şekliyle korumak ve sadece iyi insanların yaşayabileceği bir mekan olarak tutumak istiyorlar. Kader ve özgür irade arasındaki metafizik çelişki burada ortaya çıkıyor ve Adayı hem bir savaş alanı hem de bu sürecin kurbanı olarak önplana çıkarıyor.

— Paolo Trubiano, Verona - İtalya

3.Teori:

En basit şekilde ifade edecek olursak, Lost dizisi bir ‘ruhsal kurtuluş’ hikayesidir. Adanın kendi doğası, Dharma girişimi, elektro-mıknatıslar veya Charles Widmore olayların akşının asıl belirleyicisi değiller. Dizinin adı ilk başta 815 numaralı uçuşun talihsiz kaderine işaret ediyor gibi görünse de, uçak kazasından kurtulanların ilk ‘kayboluşları’ bu adaya düşmelerinden daha önce gerçekleşmişti. Kazazedelerin hepsinin de daha önceki hayatlarında trajik, yarım kalmış ve yanlış gitmiş işler vardı.

Ama adaya düştükleri andan itibaren bütün kazazedeler daha önceki hayatlarından (ve o hayatlarında işledikleri hatalardan) kurtulmuş oldular. Adanın başka bir takım fonksiyonları varsa da, ruhsal arınma ve hataların telafisi için yaratılmış bir yer olduğu iyice belli oldu.

Adadaki çeşitli bilim-kurgu faktörler, ada dışındaki dünyanın varlığını objektif bir şekilde kanıtlıyor olsa da, iş bizim hikayemize geldiğinde neyin gerçekten değerli olduğuna karar vermek dizideki karakterlere kalacak.

— Richard Hoeg, Michigan - ABD

4.Teori:

Bu dizi, çok uzun süredir tartışılan paranormal bir teoriyi işliyor. Bu teoriye göre, tıpkı Bermuda Şeytan Üçgeninindeki gibi, gezegenin çeşitli yerlerinde 12 yer vardır ki adeta uzaydaki solucan delikleri gibi birbirlerine bağlıdırlar.

O yüzden Nijerya’dan kalkan bir uçak Madagaskar yakınlarındaki bir Vortex’ten geçerek Pasifik’teki bir adaya varabilmekte ve gene aynı şekilde bir kutup ayısı da bu tarz bir mekan değişikliği yaşayabilmektedir.

Bu sayede Amelia Earhart bir solucan deliğinden geçerek ‘ötekilere’ katılabilmekte veya Juliet Florida’dan bindiği Galaga denizaltısıyla Bermuda üçgenine doğru yol alırken birden Paisifk’teki adaya gelebilmektedir.

1 1 1 1 1 1 1 1 1 1

Yorum Yaz...