Giriş Yap

Firkete Hesabına Giriş Yap


Nefes Terapisi ile Bilinçaltını Yeniden Programlamak

Nefes Terapisi ile Bilinçaltını Yeniden Programlamak
Nefes Terapisi ile Bilinçaltını Yeniden Programlamak 

Modern yaşamın insan bilinçliliği üzerine getirdiği en büyük olumsuzluk kişiyi birçok bölünmüş kişiliğe sahiplendirmesidir. Bu sağ elin yaptığını sol elin bilmemesi gibidir, neden o lafa kızdığımız, neden birden o tepkiyi verdiğimizi bilmeyiz.

Bilinçsizce yapılan bu hareketlerin nedenleri bilinçaltımızın derinliklerinde gizlidir. Bu bilinmezlikler ulaşmanın kısa ve emin yollarından biriside Holoterapi Nefes Çalışmasıdır.
Holoterapi sırasında benlik bilincinin ortak bilince doğru yükselmesi yada ortak bilinçten benlik bilincine akan açılımlar bilinç ve bilinçdışının birbirini tamamlamasını sağlar. Bu gerçekleştiğinde insanın iç dünyası doyumlu, huzurlu, dengelidir ve ortak faydaya hizmet edecek şekilde yeniden programlanır.

Bilinçaltı sadece unutulan veya bastırılan geçmişin arşivi değil, gelecekle ilgili düşüncelerin, hiç düşünülmemiş yaratıcı buluşların ve sonsuz potansiyellerin bulunduğu bir alandır. Hepimiz, fark etmediğimiz birçok şeyi görüyor, kokusunu alıyor, duyuyor ve tadıyoruz. Dikkatimiz başka yerde iken bu hisler bilincimize gelmeden direk bilinçaltımıza giriyor. Dolayısı ile bilincin süzgecinden geçmeden bilinçaltına giren kavramlar bizle iletişim kurduğunda hiç farkında olmadığımız yeni fikirleri de gösterebilir. Bugün birçok sanatçı, bilim adamı ve filozof yarattıklarını bilinçdışından aniden gelen hislere borçludur, bunlara biz genelde “dahi” fikirler diyoruz.

Holoterapi çalışmasının ortaya çıkardığı bilinçaltı analizi, psikolojide problemin teşhis ve tedavisinde uygulanan en önemli yöntemlerden biridir. Bilinçaltından yükselen birçok arşetip insan zihninin bilinç dışından bilincine sembolik kavramları kullanarak mesajlar taşır. Değişik duygular hissetme, içinden ses ve vizyon algılama, altında bastırılmış duygular ve onların neden olduğu nörotik bozukluklar sebebiyle onu gören için farklı anlamlar ifade eder. Vizyon algısında anahtarı deliğe sokma, bir kapıyı kırma veya bir demiri dövmenin altında aynı seksüel izler bulunabilir fakat insan zihninin neden kapı kırmayı değilde, anahtarı seçtiği önemlidir.

Moralimizin bozuk olduğu, duygularımızın incindiği günlerin ardından alınan algılamalar bize komplekslerimizden haber verir. Bu kompleksler zihnimizin hassas noktalarıdır ve dış etkilere en çabuk tepki veren yönlerimizdir. Bazen de günlük hayatımızda normal sayılabilecek şeyleri gördüğümüz vizyonlardan çok rahatsız olarak kalktığımız olur, kilitli odada kalmak, treni kaçırmak bizi kan ter içinde uyandırıyorsa bunlar bilincimizdeki düşüncelerin köklerini anlamak için önemlidirler.  Bilinçaltında genel olarak bizimle aynı cinste olan karakterler, içimizdeki hemcinsimizin özellikleri olan kadında eril, erkekte dişil özellikleri yansıtır. Karşı cinste olan karakterler ise içimizdeki karşı cins özelliklerinden bahseder. Her canlı kendi içinde eril ve dişil özellikler taşır. Bunlar seksüel özellik olmaktan öte Ying ve Yang dengesinin insan psikolojisine uyarlamalarıdır.

Bilincimiz ne kadar ön yargılar, fantaziler, çocukça isteklerden etkilenirse bilinçaltımız ile arası o kadar açılır. Farkındalığını kaybeden kişi adeta körleşip kazalara davetiye çıkartabilir. Burada içten gelen baskıların amacı bu farkı kapatıp dengeyi yeniden kurmaktır. Bu olgu yüzünden Holoterpilerin bir adı da tamamlayıcı çalışmalar olarak bilinir.  Hayatımızdaki bir çok krizin ardında uzun bilinçdışı hikayesi vardır ve ona doğru adım, adım yol alırız. Bilincimizde göremediğimiz tehlikeler ise bilinçaltımız tarafından bize aktarılır. Tekrarlanan vizyon algıları ve sesler kişinin hayata bakış açısındaki bozukluğu düzeltme çabası olarak yorumlanabilir. Aynı zamanda da çözüm isteyen bir tıkanıklığın, geçmiş dönmede yaşanmış bir duygusal travmanın kalıntıları veya kişinin gelecekteki bir seçimine karşı yol gösterici olabilir. Vizyon algılamayan kişilerin ise bir terapist veya yaşam koçu yardımı ile bilinçdışları ile kopan iletişimlerinin tekrar bağlanması gereklidir.

Bilinçaltından yükselen izler ve semboller ortak bilince ait olabileceği gibi tamamen kişiye özelde olabilir. Sembolü gören veya izi algılayan sembol veya izden bağımsız değildir. Bazı bilinçaltı vizyonları tek yönlü olabilirler. Örneğin düşme, uçma, yırtıcı hayvan tarafından kovalanma, toplum içinde çıplak kalma, durmayan asansör, nefes nefese koşup bir yere ulaşamama gibi motifler bir bütün içinde değerlendirilmelidir. Bu algılamaların herkese uyan genel bir açıklaması yoktur. Ama sembollerin bilinçaltında iki farklı anlamı da olmaz. Bu yüzden bir nefes terapistinin kendi doğrularını çalışmaya katılanlara empoze etmesi yerine katılımcının kendi çıkmazını fark edip, iyileşmenin kendi içinden çıkarmasına aracı olması gerekir. Kişinin özgürlüğüne ve kendine saygısı korunmalıdır ki kişi kendi potansiyellerini açığa çıkarabilsin. Bu durumda psikolojik dengesi ciddi şekilde bozulmuş insanların bilinçaltı algılarının yorumlanması kişinin kendi sağlığı açısından doğru olmayabilir.Tek taraflı bilinç ile tamamen dengesini yitirmiş bilinçaltı hiç bir zaman yan yana getirilmeye çalışılmamalıdır.

Bilinç ve bilinçaltının birlikteliği çok kolay değildir. Birçok insan hayatı yaşarken bilinçaltını dışarıya çıkarmayı ve hesaplaşmayı başarabilir. Bunun tersi olan yaşamı göz ardı etmek, kendi gerçeğinden kaçmak veya saklanmak ilerde depresyon veya tatminsizliği hazırlar. Yaratıcılık için fantaziler gereklidir. Ancak kafa sağlığımız için bilinç ve bilinçaltımızın arasındaki bağ kurulmalıdır, ikisinin arasındaki uçurum bizi psikolojik sorunlara iter. Bu bağlamda Holoterapi çalışmaları içgüdüsel zihinden rasyonel zihne en iyi mesaj taşıyıcıdır, mesajları yorumlayabilmek ise bilincin fakirliğini azaltır.

Holoterapi çalışmaların derin aşamalarında görülen vizyon algıları, hisler ve düşünceler çalışma sonlandığında unutulur. Terapistin şahit olduğu konuşma, yüz ve vücut hareketleri çalışmadan bir süre sonra kişinin belleğinden tamamen silinir. Kişi bütün bunların olduğuna kendisine hatırlatılsa bile inanmaz. Oysaki bu algıların birçoğu bilinçaltındaki sıkışıklık ve düğümlerin çözülmesi için önemli ip uçlarıdır. Çalışmadan hemen sonra yazılarak not edilmesi çok önemlidir. Holoterapi çalışmasında nefes alış verişleri sonucunda bilinçaltının derinliklerine inilerek gözlemlenen algılar çalışma anında nötr hale getirilemediğinde çözüm için saklanmalıdır. Çalışmanın bitiminde hemen yazılarak not edilmeli veya terapist ile paylaşılmalıdır. İpuçlarının ne anlatmak istediği üzerinde düşünülerek sonuca varmak mümkündür. Holoterapi nefes çalışmalarını uygulayarak bilinçaltınızın içeriği tahmin ettiğinizden de zengin olan potansiyelleri ve kendiniz hakkında çok şey öğrenebilirsiniz.

5 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 oy 5.00 (2 Votes)

Yorum Yaz...