Giriş Yap

Firkete Hesabına Giriş Yap


Hollywood'da Güzellik Bıçak Sırtında

Hollywood'da Güzellik Bıçak SırtındaNip/Tuck'ı hemen hepimiz biliyoruz. İdealindeki ben'e kavuşmak isteyenlerin ardı arkası kesilmeden bıçak altına yattığı bu televizyon dizisi, söz parlak ışıkların dünyası Hollywood'a geldiğinde kurgu olmaktan çıkıp gerçeğe dönüşüyor. Peki güzelliğe dair çıkılan bu yolculuğun sınırları yok mu? Mükemmel olmak gerçekten de bir takıntı mı dersiniz?...

 "Aynaya baktığımda daha iyi hissedeceksem neden olmasın?" diyen yüzlerce Hollywood yıldızı estetik ameliyat için bir masadan diğerine koşuyor. Önceleri zamanın önüne geçilemese de, etkileri azaltılabilir diye düşünülerek gençleşme adına bıçak altına yatanların sayısı çoğunluktayken; bugün Hollywood'un en genç yüzlerinde bile yaşanan değişimleri şaşkınlıkla izler olduk. Kusursuz görünmek adına ödenilen bedel de elbette ucuz değil. Örneğin 2001 yılında geçirdiği operasyonunun ardından dudakları bir ördeğinkine benzeyen ve bu yüzden kariyerini riske atan Meg Ryan, bu konuyla ilgili hâlâ konuşulan isimlerin başında. American Psycho filminin yapımcısı Clifford Streit, Meg Ryan'ın o zamanki hali için "Meg'in yüzüne sanki bir vajina monte edilmiş gibi görünüyordu. Dudakları bu kadar büyüyünce gözleri de küçücük kaldı" diyor. Özellikle bir oyuncunun güzellik pahasına ifadesini erozyona uğratacak değişimlere cesaret etmesi beraberinde ağır faturalar getirebiliyor. Tıpkı aşırı gerdirdiği göz kapakları yüzünden "Alien"a (Yaratık) benzemesiyle Speed Racer filmindeki rolünü kaybeden Rose McGowan gibi...

Sessizliğin Çanları...
Estetik yarışları son hız devam ederken, konu itirafa geldiğinde operasyon geçirdiğini açık yüreklilikle kabul edenlerin sayısı ise neredeyse yok gibi. Bu konuda erkeklerin kadınlardan daha dürüst davranıp geçirdikleri değişimlerden söz açıldığında, durumu saklamadıklarını görüyoruz. Ancak kadın yıldızlar, gözünüzün önündeki ameliyat izlerine bakıyor olsanız bile, gerçeği sonsuza kadar yalanlayabiliyorlar. Durumu açıklayıp açıklamama konusunda kararsız kalanların büyük çoğunluğunun en dürüst itirafı ise genellikle şu şekilde; "Estetiğim yok ancak, karşı da değilim!"
Aslına bakıldığında yıldızların dünyasını renkli sayfalardan takip edenlerin büyük kısmı da bu masum itirafın arkasında. Önceleri tabu olan bu büyük değişim, her ne kadar yıldızlara has gibi görünse de, bunun doğru olmadığı malum. Estetik ameliyatlara karşı olan bakış açımızın yumuşamasında, magazin sayfalarında gördüğümüz eski ve yeni halleri arasında inanılmaz farklar olan ünlülerin payı da büyük gibi görünüyor. "Nicole Kidman burnu", "Jennifer Lopez poposu" tabirleri kulağınıza tanıdık geliyordur. Elinde fotoğraflarla, estetik cerrahların kapılarını aşındıran hasta sayısının arttığı dönemler, bu tabirlerin en çok dilimize dolandığı dönemlerle hemen hemen aynı olmalı…

Büyülü Dünyanın Payı...
Kalbi Hollywood'da atan Los Angeles'ta, kusursuz denecek kadar güzel olmanın baskısını üzerinde hissedenler yalnızca yıldızlar değil. The Contender filminin ünlü prodüktörü Douglas Urbanski, melekler şehrinde estetik yarışlarının bir diğer ayağının emlak dünyası olduğunu söylüyor. Bu şehirde estetik çılgınlığının ne boyutlara vardığını ise şöyle özetliyor: "Los Angeles, gittikçe daha da dejenere oluyor. Dünyanın hangi yerinde bir ev satabilmek için kusursuz görünmeniz gerekebilir ki?"
Hollywood'un estetik konusundaki çalkantıları elbette bunlarla bitmiyor. Birçok prodüktörün henüz yıldızı parlamamış oyuncu adaylarına kusursuz görünmeyi şart olarak koşmaları da ameliyatların sayısındaki artışın bir diğer nedeni. Ünlülerin hayatlarını detaylarıyla veren bir magazin dergisine yansıyan hikayelerden birinde, 21 yaşındaki Latin bir yıldız adayından bahsediliyor. Genç yıldız adayına kalçalarının ve üst bacaklarının kalınlığından dem vuran bir prodüktör, bu şekilde ünlü olamayacağını söylemiş. "Görüşmeye gittiğimde zaten çok zayıftım. Ancak önümde iki seçenekten başka da bir şey yoktu; eve dönüp o günden itibaren açlık rejimine başlamak ya da liposuction yaptırmak." Ünlü olma hayaliyle Los Angeles'a gelen herkes bu ameliyatlardan payını alıyor ya da aksi halde role seçilemiyor. Tabii bir de ameliyat trendleri var. Örneğin Demi Moore, dizlerine estetik ameliyatı yaptırdıktan hemen sonra herkes birbirinin dizinde kusur arar oldu. Kusur bulunduktan sonra nasıl düzeltileceği ise malum…
Ünlü prodüktörler, yıldızların ve yıldız adaylarının estetik ameliyat bağımlılığı konusunda suçlanan ilk kişiler olduklarından, son dönemlerde kendilerine tam da yönlendirici olmayan üsluplar bulmuşlar. Kalça, karın ya da basendeki yağlanmalar için "Rol yeteneğin iyi, hoş ancak kumsalda çekilecek sahneleri nasıl kurtarırız düşünmek gerekli", ya da şiş göz altları veya düşük göz kapağı sorunu yaşayanlar için "Gözlerindeki yorgun ifade kameraya bakışına yansıyor" gibi masum cümleler kurulduğunda, kimseyi yönlendirmekle suçlanamayacakları sizce de kesin, değil mi?  

1 1 1 1 1 1 1 1 1 1

Yorum Yaz...