Giriş Yap

Firkete Hesabına Giriş Yap


Ölürken Cilveleşmek İstiyorum

Ölürken Cilveleşmek İstiyorumAğzına Geleni Söylemekten Çekinmeyecek Kadar Cesur. Çıkışlarıyla Gündem Yaratacak Kadar Etkili. "Keşke Annem Gibi Ölüm Döşeğinde Bile Erkek Hasta Bakıcıya Kırıtabilsem" İtirafını Yapacak Kadar Çılgın... İşte Müjde Ar...

Ne de olsa deli dolu olmak kanlarında mevcut... Hatta gerçek deli raporlu akrabaları bile var. Bunu da hiç çekinmeden söylüyor. Kendini frenlemiyor, kim ne söyler diye düşünmüyor. Başkaları için değil kendi için yaşıyor hayatı... Tabir-i caiz ise tam anlamıyla anasının kızı Müjde Ar...Pazar Vatan'ın özel röportajında bilinmeyenerini anlattı.

Kontrol edilemez tarafınızı annenizden mi aldınız?

-Anneme, biraz da babama benziyorum. Bir de deli teyzem vardı, yüksek fizikçi-matematikçi ona da benziyorum.

Deli kelimesi ailede çok mu kullanılır?

-Bizim gibi sonradan isim kondurulanların ötesinde ailemde gerçekten raporlu deliler de var. Büyük dedelerim, teyzem, teyzemin kızı. Onlar tımarhaneye girip çıktı, raporları bile var.

Aysel Gürel de çok uçlarda yaşardı...

-Evet, annemi de "Acaba raporluk bir durumu var mı?" diye doktora götürdük. Çünkü öbür insanlara benzemiyordu. Fakat doktor annem için 'Fartı zekadan mütevellid bir ruhaleti ezcümle deha' teşhisi koydu. Yani fazla zeki. Bu arada doktorunun da durumu tartışılır. Acaba bu teşhisi doğru mu koydu yoksa o da Aysel gibi uçuk muydu?.. (gülüyor)

Annenize benzettiğiniz başka yanlarınız var mı?

-Annemin gençlik resimlerine baktığımda dudaklarımın ona çok benzediğini fark ettim. Dudaklarım anneminkiler gibi geliyor. Çok özlediğim vakit dudağımın ince kenarını okşuyorum, sanki annemi okşuyor gibi oluyorum. Bir de annemin hırsızlık korkusu vardı. Hep bir şeylerini çalacaklar sanıp tedbirli davranırdı. Kız arkadaşlarımız eve geldiği zaman annem, "Kızım sakın benim bir şeyimi çalmayın tamam mı?" derdi. Ben de aynı annem gibi oldum. Eve iş yapmak için biri geliyor hemen, "Aman çocuğum sakın bir şeyimi çalma" diye uyarıyorum.

Bir de genç erkekleri çok severdi...

-Annem hastaneye yattıktan sonra yemeklerini yemiyor, ilaçlarını içmiyordu. 22 yaşında, çok yakışıklı bir hasta bakıcı vardı. İlaç yuturacağımız vakit o çocuğu çağırıp "Bak Erkan geldi" diyorduk. Yarı komada gibiydi ama Erkan'a göz ucuyla bakıp cilveli bir şekilde ağzını açıyordu. Keşke onun gibi olabilsem, ölüm döşeğinde erkek hasta bakıcıya kırıtabilsem. Annemin cenazesinde bile duasını okuyan hoca çok genç ve yakışıklıydı. İçimden "Aysel bunu da ayarladın" dedim.

Gerçek aşkı kimdi?

-Torunu Söz'ün yeri onun için ayrıydı. Ama ben 15-16 yaşlarındayken annemin bir gitariste aşık olduğunu hatırlıyorum. Çocuk annemi terk etti. Annemin aşk acısıyla günlerce ağladığını ilk kez görmüştüm. 30 sene sonra da Serdar Ortaç'a aşık oldu.

Uzun süren evlilik insanı sıkar mı?

-Sıkmaz mı? Sen hiç evlenmedin mi? Biz niye hababam koca değiştirdik. Üç kere evlendim. (gülüyor)

Şimdi Ercan Bey (Karakaş) ile evliliğinizde çok mutlusunuz ama...

-Çok mutluyum, çünkü melek gibi bir adamla birlikteyim. Ne dersem "Peki" diyor.

Her şeye "Peki" diyen erkek sıkıcı olmuyor mu?

-Yok... Çok iyiymiş. Ben de hep tersini iyi sanıyordum ama değilmiş. Kadınlar hep arıza erkeklerin peşinden gidiyor ama böylesi daha iyiymiş. Ercan Bey çok duru. Bizim gibi bir aileye 13 yıldır dayanıyor.

Nasıl tanıştınız?

-Nasıl tanıştığımızı hatırlamıyorum çünkü biz birkaç kere tanıştırılmışız. Bir yemekte yanyana oturmuşuz, yarım saatten fazla konuşmuşuz onu bile hatırlamıyorum. Her seferinde "Sizinle şurada tanışmıştık" diye hatırlatmış ama ben "öyle mi" diye geçiştirmişim.

Üç yıl önce evlendiniz. İlişki ve evlilik arasındaki fark ne?

-Ben hiçbir şey anlamadım. Hiçbir fark yok, aynı. Bana hiç evlenmişim gibi gelmiyor. Hâlâ Ercan'a çok aşığım. Aşkım eksilmiş değil.

Bunun sırrı ne?

-Bunun sırrı böyle koca bulmak (gülüyor). İki insan biraraya geliyor ya anlaşıyor, ya anlaşamıyor. Biz birbirimize aşığız.

Ercan Bey'i başka bir kadınla yakalasanız tepkiniz ne olur?

-Onu bir kadınla yakalamam, öyle bir şey olmaz. Hayatımdaki hiçbir erkeği başka bir kadınla yakalamadım. Hiç ihanete uğramadım. Uğradıysam da bilmiyorum. Zaten ihanet bir oyundur. İnsanlar karşılığında cezalandırılmak için ihanet eder. Yoksa kimse kimseyi aldatmaz. Bu bilinçaltında sizi sürükleyen bir şeydir. Bu bir oyundur. O oyunu oynayan kişi sonucunda cezalandırılacağını bilerek bunu yapar.

İlişkilerde cinsellik ne zaman geri plana atılıyor?

-Bu kişiye göre değişen bir şey. Annem ölüm döşeğinde bile genç hasta bakıcıya ağzını açıp ona kırıtabiliyordu. Ama 35 yaşındaki kadın var hayata, her şeye küsmüş.

Yaş ilerledikçe kadınlar seksi daha mı az arzuluyor?

-Menopoz döneminde kadın "Bende azalma mı olur" diye düşünüyor. Bu, insanın kendini hoş tutmasıyla ilgili. Benim önümdeki model annem. (gülüyor...)

Eşiniz tarafından bir gün arzu edilmemekten korkuyor musunuz?

-Hiç korkmam. Çünkü ben Aysel'in kızıyım. (gülüyor...)

Sizi kıskanıyor mu?

-Ercan öyle duygularını çok belli etmez. Ama ben hiçbir konuda kıskanç değilimdir.

Neco ile programdaki sohbetiniz lezbiyenliğe kadar gitti. Neco, neyi kastetti?

-Neco programa çok önyargılı gelmişti. Halbuki biz orada kimseyi mat etmeye değil, eğlenmeye çağırıyoruz. Neco bana orada "İnsanın başına ya meraktan ya da ... gelir" dedi. Orada aslında Neco'ya iki türlü cevap verilebilirdi. Senin de mi başına bu işler meraktan geldi. Ama bu söylenmez konuktur, ayıp olur. Ben esprili bir şekilde kendi üzerime almayı tercih ettim. Bir de Neco gerçekten çok zor günler geçirdi. Böyle konularda medyanın değil diğer tarafın yanında olurum. İnsanların özel hayatı kimseyi ilgilendirmez.

Erkeklerin belli bir yaştan sonra kendilerinden genç kızlarla birlikte olmalarını neye bağlıyorsunuz?

-Kadınlar da belli bir yaştan sonra gençlerle birlikte olmak istiyor. Dünya buna çok hoş bakıyor.

60 yaşındaki bir erkeğin 20 yaşındaki bir kızla birlikte olması...

-Ne güzel. 20 yaşındaki kadının hakkından geliyorsa bence hiçbir mahsuru yok. Bundan güzel bir şey var mı? Buna kızılmaz "Bravo" denir. Bir de yazıyorlar. "35 yıllık yuvasını yıktı." 35 yıllık yuva yıkılır zaten! İnsana fenalık gelir. İki yıllık yuva bozuluyorsa buna üzülmek gerekir.

Viagra'nın belli bir yaşa gelmiş erkekleri bozduğu bile söylendi..

-Bence Viagra çıktı erkeklik bozulmadı, kanıtlandı. Niye Viagra çıkınca erkekler bozulsun ki... Viagra çıkmadan önce de erkeklere bir haller oluyordu ama o zaman çaresi yoktu. Test edilmiş, denenmiş, başarılı bir ilaç. Şimdi erkekler çareyi Viagra'da buldular. (gülüyor) Viagra çıktıktan sonra hepsinin yürüyüşü değişti. Sonsuz gücü buldular. Bu konular sadece erkek için değil, kadın için de geçerli. Annem "Hep genç oğlanları canım çekiyor" deyince onu doktora götürdüm. Meğer kadın doğru söylüyormuş, biz numara yapıyor sanıyorduk. Ama fizyolojik olarak öyleymiş. Annem 70 yaşındaydı, menopoza girmemişti. Ben 47 yaşında menopoza girdim.

Ercan Bey ile çok zıt mısınızdır?

-Çok zıtız. Ama zıtlar birbirlerini çekermiş. Ben daha kontrolsüzüm, ama o siyasetçi olduğu için daha kontrollü. Bütün siyasetçiler bana sorarsan öyle. Daha sakinler. Siyaset yapmak sonuçta oy almak. Benim öyle bir derdim yok. Ama Ercan'ın dünyaya bakışını, adalet duygusunu, hiç yalan söylemeyişini seviyorum. Genelde siyaset deyince akla yalancılık geliyor. Yalan söyleyemediği için de siyasette barınamıyor.

Tekrar siyasete girmeyi istiyor mu?

-İstiyor ama nerede? CHP'de artık çok zor. Orası Baykal'ın kalesi haline geldi. Kendi içinde bir ekip oluşturmuş onun dışında kimseyi almıyor.

CHP'deki kan kaybının nedeni ne? Politikası mı, lideri mi?

-Tamamen Baykal'dan kaynaklanıyor. Parti'nin bu hale gelmesinin sebebi Baykal'dır. Ama onun bir yere gideceği yok. CHP'de DSP gibi eriyip yok olacak. Baykal orayı 85 yaşına kadar kimseye bırakmayacak. 15 senesi daha var.

Siyasetçilerden kimi çok beğeniyorsunuz?

-Kocamı çok beğeniyorum. (gülüyor...)

Programa Baykal'ı çıkartmak ister misiniz?

-İstemem. Topu alıp kimseye laf bırakmaz.

Programda AKP'yi çok eleştiriyorsunuz. Kanaldan uyarı aldınız mı?

-Ben değil ama Pınar (Kür) Abdullah Gül'ün kıyafetini eleştirmesiyle ilgili rejiden bir uyarı almıştı. Biz burada eleştiriyoruz, kesinlikle kimseyi hakaret etmiyoruz. Zaten NTV'nin yayın politikası belli.

Siz eşinizden "Keşke böyle konuşmasaydın" diye uyarı aldınız mı?

-Ercan programların hepsini izlemiyor, belki de iyi oluyor. (gülüyor). Birkaç kez CHP'ye çok bindirdiğimde "Biraz fazla oldu" dedi. Baykal için bir şeyler söylemiştim galiba, hatırlamıyorum.

Yeni dönemde aynı kadroyla mı devam edeceksiniz?

-Bunu şu anda tam olarak bilmiyorum, ben karışmıyorum. Program ilk başlarken "Siz evet derseniz" böyle bir program düşünüyoruz, kabul etmezseniz olmayacak" dediler. Benim yerimi dolduracak kimsenin olmadığını söylediler.

Gerçekten sizin alternatifiniz yok mu?

-O program için alternatifim yok. Orada bir şeyleri söylemenin ötesinde bir şeyleri söyleyebilecek durumda olmak da önemli. İnsanın arkasının defosuz olması gerekiyor. Herkes her şeyi söyleyebilir "Hanım bir dakika senin de defon var" diyebilirler. Benim orada 35 senelik mazim var.

Aysun Kayacı programda bir tek Pınar Kür'ü sevdiğini söyledi. Acaba sizler tarafından dışlandığını mı düşünüyor?

-Aysun bunu hayatındaki herkes için söylüyor. Aysun'a göre onun dışındaki herkes onu beğenmiyor, onu itmeye kakmaya çalışıyor. Hayata karşı "Beni beğenmiyorlar, beni onaylamıyorlar, beni manken görüyorlar" düşüncesi var. Onu kırmamak için çok çaba sarfediyorum. Oysa çok kişi onu programda beğeniyor. Ama bazen kendi kendine küsüyor, hiç konuşmuyor.

Seksenli yılların en seksi kadını sizdiniz. Şu an kim?

-Şu anda da öyleyim. (gülüyor) Öyle gördüğüm bir kadın yok. Kadınların tipleri de çok değişti. O zaman bana ince belli diyorlardı. Ama o zaman bile 65 kiloydum, 1.64 boyum var. Şimdi kadınlar çok zayıf, modalar değişti, kadınların baştan çıkarıcı yönleri ön plana çıkmaya başladı. Deniz Akkaya'yı beğeniyorum.

Aysun Kayacı...

-Ben program yaptığım insanla ilgili bir şey söylemek istemem. Çünkü hemen manşetlere çıkar. Ama erkekler onu beğeniyor.

Gelen konuklar arasında en kimde çok zorlandınız?

-Çetin Altan. Geldi ve hiçbirimizi konuşturmadı. Araya girmek bile mümkün değil. Solo program yaptı. (gülüyor) Okan Bayülgen'li, Mehmet Ali Birand'lı, Zülfü Livaneli'li program çok keyifli geçti.

Programa asla katılmayacaklar listeniz var mı?

-Öyle bir liste kendiliğinden oluştu. Mesela Pınar Kür'ün Hakkı Devrim konusunda ciddi bir takıntısı var. Biz "Gelsin ton ton ihtiyar, gelsin de ifadesini alalım" dedik ama Pınar, "Katiyen o buraya gelmeyecek" dedi.

Sizin listenizde kim var?

-Yaşar Nuri Öztürk. Çıktığı her programda polemik yaratıyor.
1 1 1 1 1 1 1 1 1 1

Yorum Yaz...